Suriye' de Söz Hakkı,
Gazze’ De Barış…

Gazze için direnç ve metanet anlamına gelen Sumud 1967 altı gün savaşı sonrası ortaya çıkmış ve Filistin halkının ideolojik, kültürel, siyasi direnişinin simgesi haline gelmiştir. 40 tekne ve 500 civarında özgürlük filosu koalisyonu ile Gazze’ye yardın için yola çıkmış olduğu halde bir sonuç alamamıştır. Gazze’ de, yardım bekleyenlerle buluşulamamış hatta uluslararası sularda Siyonist İsrail’ in yaptığı müdahaleleriyle özgürlük filosunu etkisi hale getirmiştir. O halde susan Trump’ lı İsrail vahşetine dokunulmayan tiyatroyu seyretmekteyiz. Ve Barış gerçekten olacak mıdır? Evet, Hamas barışı kabul etti. Ancak cani Netanyahu Haması muhatap almamaktadır. Batının şımarttığı Siyonist devletle barışı ortaya atan Trump,ı dünya bir daha değerlendirilmekle karşı karşıyadır! TURAN ÜLKÜSÜ GENEL MERKEZİ olarak Türk milletinin tarihi geçmişine kısaca bakmakta fayda mülahaza ediyoruz, Bakın, doğu sınırlarını çizen Sultan Selim (Yavuz)’ un üstünlüğü olmuştu. Güney Suriye ve Filistin’ deki önemli şehirlerden Safed, Nablus, Kudüs, Aclun ve Gazze ile civarındaki bölgeleri hâkimiyetine almıştı. Topraklarına kattığı bu coğrafyada dört asır sürecek olan Suriye’ deki hâkimiyetini de pekiştirmiş oluyordu. Suriye, Türkün egemenliğinde dört ayrı yönetim Halep, Şam, Trablusşam ve Sayda eyaletleri halinde ayrılmıştır. Tarihi geçmişin yüklediği hak olarak ta söz söyleyecek ehliyeti olan Türk Cumhuriyeti Devleti, bu gün “Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana olduğu” yönünde açıklamalarıyla kararlılık göstermektedir.

Suriye’ de de hesap içinde olduğu anlaşılan Netanyahu, coğrafyada haddini aştığını bilmelidir. Halep ve Şam eyaletlerinde Türkçe konuşan Valileri atayan ve buralarda, Şam ve Halep eyaletlerinin birçok yerleşim alanlarında Türkçe konuşulmakta olduğu tarihi hakikatlerle ortada iken gerek hukuki ve yol gösterecek, gerekse seçkin sınıfa sahip olunduğunu hatırlamalıdır. Osmanlı Devletinin yükselme ve duraklama dönemlerindeki hâkimiyetinde de uzun yılar geçen sürede Suriye’ de kayda değer önemli hiçbir olay meydana gelmemiştir. Suriye’ de ve Filistin’de yaşayan insanlar Osmanlı Devletinin yönetim sistemi içinde mevcut kültürlerini, eğitimlerini korumuş ve geliştirme imkânlıları bulmuşlardır. TURAN ÜLKÜSÜ GENEL MERKEZİ olarak ifade etmekteyiz ki; Türkiye’nin tarihi haklarında Suriye için söz söyleme ehliyeti vardır. Türkiye’nin olmadığı hiçbir karar ise gerçekçi ve samimi varlığın sağlayıcıları olamaz. Bu haklar ikiyüzlü Trump ve vahşi Netanyahu’ nun maksatlı tutumları ve samimiyetsizlikleriyle değerlendirilmemelidir/değerlendirilemez. GENEL MERKEZ olarak Dünyanın her hangi bir tarihi olmasın ki Türkler olmadan değerlendirilsin. Türkler olmadan dünyanın herhangi bir ülkesinin gerçek tarihi tam anlamıyla yazılamamaktadır. Çünkü Türkler olmadan yazılan tarih hakikatten yoksundur ve eksiktir. Tarihi hakikatlerle ifade etmekteyiz ki; Suriye’de de hesabı olanların yerine tarihi geçmişiyle söz hakkı olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sözleriyle gerçekçi sonuca gidilebilecektir.
 

Kenan KURU

TURAN ÜLKÜSÜ GENEL BAŞKANI